BİLDİRİ Ermenilere yapılan Soykırımın tanınması, kınanması ve tazminat meseleleriyle ilgili Batı Ermenistan Cumhuriyeti Parlamentosunun stratejisi hakkında.

Ermeni Halkına yapılan Soykırımın tanınması, kınanması ve tazminat meseleleriyle ilgili Batı Ermenistan Cumhuriyeti Parlamentosunun stratejisi aşağıdaki soruların net cevapları üzerinde inşa edilmiştir:

Ermenilere yapılan Soykırım 1896, 1909, 1915, 1919 yıllarında mahkum edilmiştir. Ermenilere yapılan Soykırımı tanımak ve tekrar mahkum etmek meselesi nereden ortaya çıktı?

–Ermenilere yapılan soykırım hangi tarihlerde gerçekleştirilmiş, kim gerçekleştirmiş ve Ermenilere yapılan Soykırımın kronolojisini nasıl sıralayabiliriz?

–Ermenilere yapılan Soykırım sonucunda Ermenilere ve Ermenistan’a verilen zararlar nelerdir? Acaba bu zararlar hesaplandı mı, yani başka bir deyişle tazminat paketi mevcut mu?

 

  1. Ermeni halkına yapılan Soykırım 1894 -1923 yıllarında, üç farklı Türk hükümeti tarafından (Osmanlı, Jön Türk ve Kemalist) gerçekleştirilmiştir.

Ermenilere yapılan Soykırım 1896, 1909, 1915, 1919 tarihlerinde mahkum edilmiştir.

1894 – 96 yıllarında Sultan II. Abdülhamid’in organize ettiği katliamlar sonucunda 300.000 Ermeni katledildi, 200.000’den fazla Ermeni zorla Müslümanlaştırıldı, 100.000 Ermeni de göç yoluna düştü.Ermenilere yapılan katliamları Osmanlı ordusu, Hamidiye alayları, Jandarma ve Müslüman çeteler gerçekleştirdi. Sultan II. Abdülhamid tarafından organize edilen Ermenilere yapılan katliamların, esnasında Ermenilerin zorla Müslümanlaştırılması ve Türkleştirilmesi bu politikaların başlangıcı oldu. Daha sonra Ermenilerin müslümanlaştırılması, türkleştirilmesi daha sert şekilde devam etti.

1894–96 yıllarındaki II. Abdülhamid katliamları o dönemdeki aydınlardan Jean Jaures, Victor Berard, Anatole France, Johannes Lepsius, Lynch ve başkaları kınamışlardı.

1909 yılında vuku bulan Adana katliamları da aynı mantıkla düzenlenmişti.
Jön Türk hükümeti organize etti, Türk ordusu ve çeteleri de gerçekleştirdi.Adana katliamlarında yaklaşık 30.000 Ermeni katledildi. Bu katliamlarla ilgili Jön Türkler mahkeme düzenledi, fakat bu mahkeme sadece bir kurguydu. İlaveten mahsus çıkardıkları yangın neticesinde mahkeme belgelerinin çoğu yandı. Buna rağmen birçok belge kurtarıldı ve şimdiye kadar korunuyor.

24 Mayıs 1915 tarihinde Büyük Britanya, Fransa ve Rusya Jön Türk hükümetinin gerçekleştirdiği Ermeni halkına yapılan katliamları ve soykırımı kınayan bir mesaj yayınladılar.
Bu mesajda 1915 Nisan ayında başlayan katliamlar insanlığa ve medeniyete karşı Türklerin işlediği suç olarak tanımlandı.Metinde şu ifadeler yer alıyordu: ‘Hemen-hemen bir aydan fazladır Ermenistan’ın(Batı Ermenistan) Türk ve Kürt ahalisi Osmanlı yöneticilerinin izniyle ve hatta onların desteğiyle Ermeniler’e karşı katliamlar gerçekleştiriyorlar. Nisan ayının ikinci yarısında bu tür katliamlar Erzurum’da, Tercan’da, Egin’de, Bitlis’te, Muş’ta, Sasun’da, Zeytun’da ve bütün Kilikya’da yaşandı. Van bölgesinin yüzden fazla köylerindeki bütün Ermeniler öldürüldü, Van şehrinin Ermeni mahallesi Kürtler tarafından kuşatılmıştı. Aynı zamanda Osmanlı hükümeti İstanbul’un savunmasız Ermeni halkını eziyetten geçirdi. İnsanlığa ve medeniyete karşı Türkiye’nin işlediği bu suçu, Müteffik devletlerin hükümetleri olarak kınıyor ve Bab-ı Ali’ye bildiriyoruz ki; Bu olaylardan dolayı Türk hükümetinin bütün temsicileri ve bu katliamlara katılan tüm yöneticiler şahsen sorumlu tutulacaklar.

1919 yılında İstanbul’da Divan-ı Harp mahkemeleri (Osmanlı askeri mahkemeler) Jön Türk rejimini ve önderlerini Osmanlı İmparatorluğunu Birinci Dünya Savaşına sürüklemek ve Osmanlı İmparatorluğundaki Ermeni vatandaşlarına katliam ve tehciri organize etmek için suçlu buldular.

Jön Türk liderlerinden çoğu Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa, Dr. Nazım, Kemal Bey, Cemal Azmi, Naim Bey, Bahattin Şakir mahkeme tarafından gıyaben idama mahkum edildiler. Daha sonra mahkemenin bu kararını Ermeni intikamcılar ‘Nemesis’ operasyonu

(taşnak olmayan Ermeni( Hay) Fedayisi Shan Natali grubu)çerçevesinde gerçekleştirdiler.

1919 yılında Batı Ermenistan’a verilen zararları değerlendirildi.

1920 yılında Sevr Barış antlaşması imzalandı. Bu antlaşmanın 88-93 maddeleri Ermenistan’la(Batı Ermenistan) ilgiliydi. 22 Kasım 1920 tarihinde ise, ABD 28. Başkanı Woodrow Wilson Türkiye ve Ermenistan sınırı hakkında hakem kararını onayladı.

Yukarıdaki deliller şunu gösteriyor ki, Ermenilere yapılan soykırımın sonucunda meydana gelen, Ermenilere ve Ermenistan’a(Batı Ermenistan) verilen zararların karşılanması, tazminat ve bununla ilgili hükümleri belirlenmiş, imzalanmış ve onaylanmıştır, ancak gerçekleştirilmemiştir. İlaveten 1923 yılından sonra bu meseleler kasten unutturulmuştur.

 

2. Ermeni halkına yapılan Soykırımın mahkum etme zamanı

Uluslararası camiası Lozan konferansından sonra 1923-1965 yıllarında Ermenilere yapılan Soykırım meselesinin üstünü ustaca örttü ve unutturdu.

Unutulma duvarı, ancak 1965 yılında Soykırımın(Meds Yeğern-Büyük Katliam) 50. yıl anması Sovyet Ermenistan’da alevlenen gösterilerle, hareketlerle ve özellikle 1973-1975 yıllarında sürgünde oluşan Milli Kurtuluş mücadelesinin askerleri Kurken Yanikyan, Kevork Acemyan, Simon Simonyan, ASALA, Adalet savaşçıları ve başka örgütlerin, bireylerin çabalarıyla yıkıldı.

1965 – 1985 yılları Ermenilere yapılan soykırımın tanınma yıllarıdır. İşte bu süreçte, Milli kurtuluş mücadelesine paralel olarak uluslararası medya Ermenilerin, Ermenistan’ın ve Ermenilere yapılan Soykırımla ilgili bilgiler, röportajlar, makaleler, kitaplar, programlar ve filmler yayınlamaya başladılar…

1985 yılında Mihail Gorbaçov tarafından ‘Perestroyka’ (Yeniden Yapılanma) politikası ilan edildi. 1987 yılında Avrupa Parlamentosu ‘Ermeni sorunu’n siyasi çözümü hakkında’ tasarıyı kabul etti. Bunların ardından Sumgayit, Bakü, Gence(Gandzak) şehirlerinde ve başka yerlerde Ermenilere yapılan katliamlar, zorla göç ve Azerbaycan tarafından Ermenistan’a, Karabağ’a (Artsakh)karşı saldırgan politikası başladı.

Yeni dönemdeki Ermeni Milli kurtuluş mücadelesinin ikinci aşaması 1988 -1994 yıllarındaki Artsakh (Karabağ) kurtuluş savaşıydı. Bu savaşın zaferle sonuçlanmasının ardından gerçekten Ermenilere yapılan Soykırımın mahkum etme ve tazminat süreci başlamalıydı. Zira Ermeni halkı yeni bir soykırım tehdidini atlatmıştı.

Ve zaman kaybı olduysa bile, şimdi her şeyi kaybettik anlamına gelmiyor.

Bir şey kabul etmemiz gerek. Ermenilere yapılan Soykırımın tanıma süreci bitmiştir ve artık Ermeni halkına yapılan Soykırımın uluslararası alanda mahkum edip, tazminat sürecine geçiş yapılmalıdır.

 

3. Ermenilere yapılan Soykırımın kronolojisi meselesi: 1915–1923 yoksa 1894–1923 ?

Bu meseleye hukuki açıdan baktığımızda Ermenilere yapılan Soykırımı hangi tarihlerde ve kimin tarafından gerçekleştiği çok önemlidir.Bu anlamda 1915-1923 sıralaması kabul edilemez. 1894-1923 olarak tanıtılması tarihi belgelere dayanarak doğrudur, çünkü üç farklı Türk hükümeti tarafından (Osmanlı, Jön Türk, Kemalist) Ermenileri yok etme politikası aynı şekilde sürdürülmüştür.Kıyaslamak için 24 Nisan 2011 tarihinde Batı Ermenistan Ulusal Konseyi’n Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yönelik mektubuna bakabilirsiniz.

Mutlaka bunun altını çizmeliyiz ki 1894 – 1896 yıllarında Sultan II. Abdülhamid tarafından organize edilmiş katliamlar ve 1909 yılında Jön Türklerin organize ettiği Adana katliamı Ermenilere yapılan Soykırımın ayrılmaz birer parçalarıdır. Bizim bunları ne hukuki, ne siyasi ne de ahlaki anlamda göz ardı etmeye hakkımız yok,çünkü bu olaylar Ermenilerin haklarının iadesi sürecinin genel zincirinin bir parçasıdır.

 

4. Ermenilere yapılan Soykırım sonucunda verilen zararların karşılanması hakkında bütünsel paket

Ermeni halkına yapılan Soykırım sonucunda Ermenilere verilmiş zararların karşılanması hakkında bütünsel paketinin ne olduğunu anlamak istiyorsak, öncelikle farklı Türk hükümetleri tarafından (Osmanlı, Jön Türk, Kemalist) insanlığa ve Ermenilere karşı gerçekleştirilen bütün suçları hatırlamalıyız.

Sadece sıralayalım:

Irkçılık, Türk milletinin üstünlüğünü savunan kibirli ideolojiler, Pantürkizmin oluşması, yayılması ve Türk çevrelerinde propaganda edilmesi.

Ermenilere karşı tehcir ve Soykırım için zemin hazırlayan program ve ideolojilerin oluşturması, yayılması, propaganda edilmesi.

1894 – 1923 yılları arasında Ermenilerin anayurdu(hayrenik) – Ermeni Yüksek Platosunda ve Osmanlı İmparatorluğunda Ermeni halkına Soykırım organize etmek, propaganda etmek, ön hazırlık yapmak, kışkırtmak ve gerçekleştirmek. Ermenilerin mal ve mülküne el koymak.İki milyondan fazla Ermeninin imha edilmesi, yarım milyondan fazla Ermeninin Anayurtlarından(Hayrenik) zorla göç ettirilmesi.

– 1915 ve sonraki yıllarda Ermeniler dışında Süryani(Asuri), Rum, Arap (1920’lerden sonra Kürt) katliamları ve soykırımları gerçekleştirip onların da mülkiyetine el koymak.

– 1918 Yeni oluşan Ermenistan Cumhuriyeti’ne ve Batı Ermenistan Ermenilerine karşı saldırgan politika sürdürmek.

– 1918 Bakü Ermenilerine karşı yapılan soykırım.

– 1920 Ermenistan Cumhuriyeti’ne karşı saldırgan politikası sonucunda saldırganlığa maruz kalan tarafa yasadışı antlaşmalar (1920 Aleksandrapol ve 1921 Moskova) mecbur kılmak.

– 1937-38 Dersim Ermenilerine karşı yapılan katliam ve soykırım.

– 1894 – 1923, 1923 – 2014 yıllarında Ermeni medeniyet değerlerinin, tarihi-mimari yapılarının, kiliselerin, haçkarların (Haç Taşı) tahrip edilmesi.

– Ermenilerin ve bölgedeki diğer kadim halkların tarih, kültür, medeniyet v.b… başka değerlerinin sahtekarlıka kendisine mal edilmesi.

– Ermenilere yapılan Soykırımla ilgili delillerin ve tarihi gerçeklerin inkar edilmesi, soykırımı red ve inkar etme politikasının sürdürülmesi.

Bu meselesinin çözümü için oyalanıp ve tazminat sürecini uzaklaştırmak için gerçekçi olmayan teklifler (Ortak Tarih komisyonu oluşturmak vs.).

– 22 Kasım 1920 tarihinde Woodrow Wilson’un hakem kararıyla Ermenistan’a(Batı Ermenistan) verlilen toprakları 97 yıldır işgal altında tutmak (Occupation).

– 1993 yılından itibaren Ermenistan(Doğu) Cumhuriyetine karşı yasadışı bir şekilde abluka uygulamak.

İnsanlığa ve Ermenilere karşı farklı Türk hükümetlerinin işlediği suç listesinin bir kısmıdır bunlar. Azerbaycan’ın işlediği suçlar da Türkiye politikasının bir yansımasıdır. Ancak bu konuyu başka bir yerde, başka bir fırsat olursa dile getiririz.

Bugüne kadar 1923 ve sonraki yıllarda Ermenilere karşı işlenmiş suçları neticesinde Doğu Ermenistan’a verilen zararlar hesaplanmamıştır.Fakat burada sıralanmış suçlar Ermenilere yapılan Soykırımın sonucunda Ermenilere ve Batı Ermenistan’a verilen zararların gerçek ölçülerini, bütünsel tazminat paketini işaret ediyor.

Bunu da net bir şekilde ifade edebiliriz ki gerçekleştirilmiş suç, mahkum edilmediği ve tanzimat verilmediği sürece, Ermeniler yaşamak, kalkınmak, ilerlemek için hukuki siyasi temeller sağlanmadığı sürece soykırım günümüzde de devam etmektedir diyebiliriz.

Armen Ter-Sarkisyan

Batı Ermenistan Milli Meclisi (Parlamento) oluşturan özel konsey

 

Bir cevap yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

5 × two =