Batı Ermenistan Cumhuriyeti Ulusal Meclisi (Parlemento) Milletvekilleri başvurusu – (Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzey kısmının Türkiye Cumhuriyeti tarafından işgalinin 45. yıldönümü vesilesiyle)

Batı Ermenistan Cumhuriyeti Ulusal Meclisi (Parlemento) Milletvekilleri

 BAŞVURUSU

 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerine, Avrupa Parlamentosu’na, Avrupa Konseyi üyesi devletlere

 Yunan, Ermeni ve Asuri halklarına, onların manevi ve ulusal liderlerine, ayrıca Büyük Orta Doğu ve Balkan 

halklarına ki tarihsel hakları Türk devleti ve hükümetleri tarafından ihlal edilmiştir

 (Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzey kısmının Türkiye Cumhuriyeti tarafından işgalinin 45. yıldönümü vesilesiyle)

 Biz aşağıda imzası bulunanlar, Yunan, Ermeni ve Süryani halklarına, aynı zamanda Büyük Orta Doğu ve Balkan’ların diğer halklarına tarihi adalet ve uluslararası hukuka dayanan stratejik ortaklıklar kurmak için çağırıda bulunuyoruz. Nihayet bize verilen ve uluslararası anlaşmalarda ve sözleşmelerde yer alan, ancak hayata geçirilmeyen kendi ulusal haklarımızı yerine getirmek bizim görevimizdir.

Bu başvuru uluslararası belgelerde kaydedilen belirli tarihi gerçeklere dayanmaktadır. şöyle ki:

  • Tüm dünya ülkerine hitaben 541 ve 550 sayılı BM Kararları; 1974’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzey kesiminin Türkiye Cumhuriyeti tarafından işgal edilmesi ve Kuzey Kıbrıs Devleti olarak ilan edilmesinin kabul edilmemesi. Aslında bugün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzey kesiminin Türkiye tarafından işgal edilişinin 45. yıldönümünü kutluyoruz.
  • Batı Ermenistan ve Kilikya’nın Türkiye Cumhuriyeti tarafından işgal edilişinin 99. yıldönümü.
  • Birinci Dünya Savaşı sonuçlarının 1919-1920 yıllarında Versailles uluslararası anlaşmalar sistemi ile belirlendiğini hatırlatmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin Büyük Ortadoğu, Balkanlar, Akdeniz ve Karadeniz Havzası ülkelerine olan taahhütleri 1920 yılında Versailles uluslararası antlaşmalar sisteminin temel ve kilit anlaşmalarından biri olan Sevr Barış Antlaşmasıyla düzenlendi.
  • 11 Ocak 1918’deki Rus Hükümeti’nin (Rusya Halk Komiserleri Konseyi) “Türkiye-Ermenistanı” (“Batı Ermenistan hakkında”) hakkıdaki karanamesi.
  • Milletler Cemiyeti’nin talimatı üzerine, Amerika Birleşik Devletleri 28. Başkanı, Woodrow Wilson’un, 22 Kasım 1920’deki Tahkim Kararı (Tam adıyla: “Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır ile ilgili kararı, Ermenistan’ın denize ulaşımı kararı ve Ermenistan sınırına bitişik olan Türk sınırının silahsızlandırılması kararı”)
  • Kürdistan’ın özerkliğine ilişkin ve sonradan onun bağımsız olma olasılığı hakkındaki Sevr Antlaşması (62, 63, 64. Maddelere göre).

Ayrıca, Türk devletinin, ardışık hükümetleriyle, bölgedeki Yunan, Ermeni ve Asuri vatandaşlarına karşı soykırım ve devlet terörü politikasını yüz yıldan beri sürdürdüğünü de belirtmemiz gerekir. 1920’lerin sonlarıdan beri aynı politikayı, Kürtlere ve Yezidilere yönelik olarak sürdürmektedir.

Bu nedenle, Türk devleti yerli halklara karşı kendi soykırım, zulüm, katliam ve soykırım sürgün politikasını sürdürerek böylece onları ikamet yerlerinden ayrılmalarını zorlamaktadır.

Bir kez daha Türk Devleti’nin işlediği suçları sıralamanın yerinde olduğunu düşünüyoruz ki bunlar Büyük Britanya, Rusya Imparatorluğu ve Fransa Cumhuriyeti tarafından 24 Mayıs 1915’teki ortak bildiriyle “Türkiye’nin insanlığa ve medeniyete karşı yeni suçları” olarak nitelendirdi.

  • Türk dili konuşan halklar arasında panturkizm ve Neo-Osmanlıcılık kisvesi altında yabancı düşmanlığı, (Xenophobia), ırkçılık ve ulusal üstünlük ideolojisinin propagandası.
  • Ardışık Türk, Sultan, Genç Türk ve Kemalist hükümetleri tarafından 1894-1923’te Ermeni halkına yapılan soykırım ve sürgün edilmeleri.
  • 1915-1923’te Yunan halkına soykırım ve sürgün edilmeleri.
  • 1915-1923 yıllarında Asuri halkına yapılan soykırım ve sürgün edilmeleri.
  • 1918’de Bakü’de Ermenilere yapılan soykırım.
  • 1937-1938’de Dersim’de (Tunceli) Ermenilere ve Alevilere yapılan katliamlar ve soykırımlar.
  • Konstantinopolis’te, Ankara’da ve İzmir’de Yunanlılara ve Ermenilere yapılan katliam, 6-7 Eylül 1955.
  • 1894-1923’te Yunanlıların, Ermenilerin, Asurilerin ve diğer yerli ulusların tarihi, manevi, kültürel ve maddi anıtlarının yok edilmesi, özelleştirme veya imhası veya imhası, bugüne kadar da devam etmektedir.
  • Türk tarih yazıcılığının Rumlar, Ermeniler, Asurlar ve bölgedeki diğer yerli halkların tarihleri pahasına sahtekarlığı. Kemal Atatürk’ün emri ile 1931’de “Türk Tarih Kurumu” kuruldu. O kurumda Türk ve yabancı kiralık tarihçiler bulunmakta olup, arşivleri temizlemek, Osmanlı kılıcı altındaki ulusların eski tarihini tahrif etmek ve yenisini icat etmekle görevlendirilmişlerdi. Elbette arşivler temizlenebilir, ancak milyonlarca Yunanlıyı, Ermeniyi ve Asuriyi Osmanlı İmparatorluğu içinde yok etmesi nasıl açıklanabilir?
  • Yunanlılara, Ermenilere, Asurilere yapılan soykırımının ve tarihi gerçeklerin inkarı, Türk hükümetinin soykırım suçunun önlenmesi ve uluslararası toplumun bununla ilgili ceza konusundaki anlaşmadan dışarı götürüyor.

Bu, art arda gelen Türk Hükümetleri tarafından gerçekleştirilen suçların daha tam listesi değildir. Orta Doğu’da, Balkanlar’da, Akdeniz ve Karadeniz havzalarında, Yunan, Ermeni, Asuri ve diğer halklara, insanlığa ve uygarlığa karşı son 100 yılda işlenen suçlar olup bu güne kadar da devam etmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti 1974’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzey kesiminin işgali için cezasız kaldı . Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü makamları uluslararası hukukun bütün normlarını fena halde ihlal etmeye devam ediyor.

Bu nedenle bugün, bölgenin Yunan, Ermeni, Asuri ve diğer milletlerine ve onların ulusal ve manevi liderlerine, tarihsel olarak cezasız kalan işgalciye karşı direnmek, birleşik bir taktik ve strateji geliştirmek ve güçleri birleştirmek için çağrıda bulunuyoruz. İşgal altındaki bölgelerin geri verilmesi ve uluslarımızın ihlal edilmiş haklarının restorasyonu sorununda takipçi olmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz.

Sadece bu tür ortak, birleşik güçler ve çabalar ile Büyük Ortadoğu, Balkanlar, Akdeniz ve Karadeniz havzalarındaki halklara ve devletlere yönelik Türk devlet terörüne son verebileceğiz.

Biz hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün Ortadoğu ve Akdeniz’de yürüttüğü o vahşetlere tanık oluyoruz ve onlar Suriye’nin, Irak’ın, Kıbrıs’ın ve en önemlisi de bölgedeki insanların yaşam ve refahlarına, devletliğine ve egemenliğine dolaylı zarar veriyor. Bu tür Türk kanunsuzluklarına bir son vermeliyiz.

Birleşmiş Milletler gözetiminde uluslararası topluluğun, bölge halklarının yaşamasını, gelişmesini ve geleceğini yaşamasının temel haklarını güvence altına almak için her türlü çabayı göstermesi gerektiğine inanıyoruz.

Aynı zamanda, bu amaçlara ulaşmak ve işgalcıyı durdurmak için, bölgedeki bütün güçlerin birleşmesi için çağrıda bulunuyoruz. Başvurumuzun anlaşılacağını ve yapıcı bir cevap bulacağını umuyoruz.

 

 Eduard Polatidis (Polatov)

Batı Ermenistan Ulusal Meclisi (Parlamento) milletveki, Ermenistan ve Artsakh Yunanlıları “Patrida” Örgütü Başkanı, Artsakh’ın Savaş Gazileri “Talish Sınır Yerleşim Yurtseverlik Örgütü” Başkanı.

 

David Khinoyev

Batı Ermenistan Ulusal Meclisi (Parlamento) Milletvekili, Batı Ermenistan Ulusal Meclisi (Parlamento) Yerli Halklar ve Ulusal Azınlıklar Daimi Komitesi Başkanı, Rusya “Asuri” Yurtseverlik Hareketi Başkanı.

 

Martik Gasparyan

Batı Ermenistan Ulusal Meclisi(Parlamento) Milletvekili, Uluslararası Bağımsız Uzman-Rehabilitasyon ve Tazminat Hukuk Merkezi Başkanı, Uluslararası Dünya Manevi Birlik Akademisi Başkan Yardımcısı, Rusya Bilimler Akademisi Bilim Kurulu Üyesi, Rusya Doğa Bilimleri Akademisi, İktisat Doktoru.

31 Ekim 2019

—————

Ermenice’den Türkçe’ye çeviren: Vrezh Kosayan

Bir cevap yazın

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

20 + 14 =